9 Ocak 2011 Pazar

Arşivden - 15

14 Şubat 2010'da karalamışım. Zaman ve hayat geçmeye ve geçirmeye devam ediyor. Hiç mi değişmez insanlar? Sinüs dalgasıyız aslında hepimiz, Doğum ve ölüm aynı çizgi... Başlıyoruz bir noktadan; artıyoruz, öğreniyoruz, kazanıyoruz, kaybediyoruz sonra, üzülüyoruz, ağlıyoruz ve tekrar umut etmeye başlıyoruz. Bir kazan, bir kaybet... Bir üzül, bir sevin... İşin aslında hep aynı yere varıyoruz. Hepimizin ortalaması sıfır. 

Öyle İşte... 


Ne mutluluk martının kanatlarında, bir çocuğun gözlerinde falan diye zırvalayacağım, ne de biz ne zaman mutlu olacağız, hayat ne zaman gülecek bize de diye ajitasyon yapacağım.

Hani zor bir döneme girmeden önce deriz ya ‘şu zamanları bir atlatsam’ diye, sonradan rahata erince söylediklerimizi hatırlar güleriz kendimize; işte yine öyle bir andayım.

Belki söylediğim kadar sebepsiz içimdeki sıkıntı, belki içe atılmış ve birikmişlerin küçük bir yansıması. Ama sonuçta orada düğümleniyor işte, balık ağına takılmış bir taş gibi ve onun kadar sert.

Geçsin gitsin şu zamanlar, bitsin artık. Öyle işte…

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...