13 Ocak 2011 Perşembe

O an!


Aslında o an değil, bu an betimlemeye çalışacak olduğum. 'O an.' diyince daha çarpıcı oldu sanki çok önemli birşey anlatacakmışım gibi.

Evet bu anda, yani tam 3'ü 3 geçe, muhtemelen ülke nüfusunun %86.8'e yakınının kıçında pireler uçuşuyordur. İşin aslını bilmese Hasan çok şaşırırdı bu duruma. Ne de olsa son 2 senedir birkaç özel gün dışında saat 11-12 gibi yatıyorum malak gibi. 

Hani tek başına uyuyamayan veya yalnızlıktan korkan tipler olur ya, ses olsun diye televizyonu belli süre sonra kapanmaya ayarlarlar; heh işte bende o otomatikman hergün oluyor. Bu biyolojik saat denen olay o kadar acayip ki, saat 12'ye geldi mi mala bağlıyorum. O bahsettiğim özel günlerdeki uyumamanın sonrasında kolay kolay toparlayamıyorum da.

Hatta bak aklıma geldi; Beşiktaş'taki öğrenci evimize (öğrenci evi diyorum ama ben çalışıyordum o sıra, insanın bütün yakın arkadaşları Hasan gibi olunca çalışan tek adam olarak kalınıyor işte mal gibi) Derya diye bir arkadaşı çağırmıştım. Film izleyecektik güya. Yatağım da bilgisayarın başındaydı. Durum anlaşıldı işte ben daha filmin yarısı olmadan ben yatıyorum diyip uyumuşum. Kız da ilk defa geliyordu eve ha, sap gibi bırakmışım. 

Gerçi o zamanlar çalıştığım şantiyenin Silivri'de olması nedeniyle 3 saat gidiş 3 saat geliş yol çekmenin ve her gün 6'ya 10 kala kalkmanın yorgunluğu da önemli etkenlerdi ama bu istemeden yaptığım öküzlüğü ve biyolojik saat denen nanenin ne kadar güçlü olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 

Uyanık kaldığım nadir zamanlar dediğime de bakmayın, koskoca 1 sene askerlik yaptığım için yarısı nöbetti bunların. Betimleme konusunu ortaya çıkaran da bu nöbet işte. 

Askerlik bitti bitmesine ama nöbetten kurtulamadım. Çalıştığım fabrikada gece vardiyasında 1 nöbetçi mühendis bir de amir olarak müdür bulunuyor. Askerlikteki düzen aynen devam yani. 

Oradayken ufak bir odadaydık. Yan odada nöbetçi amir vardı, binbaşı veya yarbay, bizim odada da ben ve nöbetçi astsubay bir de 37 ekran televizyonumuz. 

Şimdi ise 200 kişilik kocaman ofisin içinde benim bilgisayar tuşlarının takırtısından başka ses yok. MP3 playerda can't stop çalıyor, kulaklıkları takmıyorum çünkü öyle bir sessizlik var ki normal zamanda kulağımdayken son sesi açarken şimdi dışarıda olması yetiyor kulaklıkların.

10'lu sıcak çikolata paketine bonus olarak verilen Dr. Oetker kupamda çay yudumluyorum. Ama yeşil çay ha, çilek aromalı. Malum son zamanlarda Hasan'ın bana ağır sikletsin diyerek güreşme girişimlerimi baştan reddedecek kadar şişmanlamam nedeniyle yeşil çay falan takılıyorum.

İşin ucunda da iddia var. 31 marta kadar 65 kiloya düşeceğim dedim. En son ev tatilimle birlikte 75-76 kilolara kadar çıkmıştım. Çıkmıştım diyorum dikkat edersen, ne kadar iddialı olduğumu anla işte. İniyorum basamakları hızla. Yeni bir 31 mart vakası kapıda.

İşin komik tarafı iddianın yemeğine olması :-.) 

Fotoğrafı da gugılda 'o an' diye aratırken buldum. Askerdeki nöbetlerde saat sabah 4 gibi dışarı çıkardım, havanın aydınlanmasından hemen önce. Aynı bunun gibi puslu bir manzara olurdu, hava da soğuk. Ankara'nın ışıklarına bakardım ve sabah sabah ağzımın leş gibi olacağını umursamadan bir sigara yakardım. Çok keyifli olurdu.

Ne de çabuk geçiyor zaman...

3 yorum:

ilnevyA dedi ki...

İşin daha komik tarafı, 65'e inersen Eşgi ısmarlıcak yemekleri, inemezsen sen. Ben her türlü beleşçiyim yine :D Ama öğrenciyim olm ben, okuyom ben. Olcak o kadar.

Şu kelime doğrulamayı da kaldır yav. En gıcık aldığım şey. 1 kelime doğrulama, 2 ilkel dans.

rsn dedi ki...

kaldırdım kaldırdım.

db. dedi ki...

teee kayışdağından kalkıp beşiktaşa geldim. sen ne yaptın uyudun.bir de tanımadığım arkadaşınla bıraktın beni mal gibi. =D ama ev sahipliğin güzel,takdir etmiştim.akşam da şöyle bir şey demiştin; " ben saat 6 da kalkıyorum 6.20 de evden çıkmış oluyorum,beni oyalama,uyanınca çıkarsın evden." kaba insan! ve sabah yine beni mal gibi,karanlık yolda sap gibi bırakıp otobüsün peşinden koşmuştun.cıks cıks. =))o değil de seni askere göndermeden önce gelmiştik ya,çok utanıyorum o halimden ve çok gülüyorum. =)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...